Beslenme ve sağlık arasındaki ilişki, modern bilimin en çok üzerinde durduğu konulardan biridir. Bu ilişkinin en önemli unsurlarından biri olan protein, vücudumuzun yapı taşlarından biridir ve oldukça büyük hayati öneme sahip birçok fonksiyonu destekler. Protein eksikliği, özellikle gelişmekte olan ülkelerde yaygın bir sorun olmakla birlikte, her yaştan birey için ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle, protein eksikliğinin vücutta yaratabileceği olası aksaklıkları, protein kaynaklarını ve bu eksikliğin nasıl önlenebileceğine dair bilgileri inceleyeceğiz.
Sağlıklı bir vücut ve zihin için proteinin önemi, eksikliğinde ortaya çıkabilecek problemler ve bu durumun genel sağlık üzerindeki uzun vadeli etkileri ele alınacaktır. Protein yetersizliği ile mücadele, bireysel sağlığımızın yanı sıra toplumsal gelişim ve ekonomik kalkınma açısından da büyük önem taşır.
Genel olarak protein eksikliği vücutta kilo, iştah ve gücün az olmasıyla kendini gösterir. Proteinli yiyeceklerin uzun müddet alınmaması halinde daha ciddi aksaklıklar meydana gelir. Dünyanın birçok yerinde bu çeşitteki aksaklıklara çok rastlanır.
Protein yetersizliğinin ilk belirtisi, büyümenin yavaşlaması ve zamanla durmasıdır.
Sadece fizikî büyüme değil, zihinsel gelişmede de yavaşlama olur.
Hastalıklara karşı direnç de azalır.
Protein kaynakları şunlardır:
1. Süt ve mamulleri,
2. Her çeşit et (et, balık, kümes ve av hayvanları, sakatatlar),
3. Yumurta,
4. Baklagiller,
5. Kuruyemişler (badem, fındık, fıstık, ceviz vb.),
6. Ekmek ve tahıllardır.
Her gün bu besin maddelerinden yeteri kadar alınmasıyla beraber ülkenin ekonomik gelişmesine, hayvansal besin kaynaklarının artırılmasına, üretimin artmasıyla maliyetin düşmesine, eğitim seviyesinin yükseltilmesine de önem verilmesi gerekmektedir.